Devlet örgütünün üç erkinden yasama, yürütme ve yargı organları Anayasa'nın çizdiği çerçeve içinde milli egemenliğin tezahürüdür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 6. maddesinde egemenlik hususu düzenlenmiştir.
Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. (Anayasa 6. madde)
Egemenliğin yürütme erki kapsamındaki görüntüsü, açığa çıkış biçimi idare hukukunun da temel konusu olan devletin "idare"sidir. Devlet, kamu gücünü kullanarak kamu yararına faaliyet yürütürken, kamu hizmeti sunan idari kurum ve kuruluşların uyması gereken kurallar mevcuttur. Binaenaleyh devlet karşısında, güçsüz bireyin korunması amacıyla idarenin her türlü eylem ve işlemi yargısal denetim kapsamındadır. (Anayasa 125. madde)
İdare hukuku, kurumsallaşmış devlet yapısıyla birlikte ortaya çıkmasından ve güçlenmesinden ötürü genç bir hukuk dalıdır. Devlet teşkilatı büyüdükçe ve geliştikçe idare hukuku da bu doğrultuda değişmekte ve gelişmektedir. Amerika, Kanada ve İngiltere vd. ülkelerde bireylere uygulanan hükümlerin idareye de eşit olarak uygulandığı Anglo - Sakson (Adli İdare) sistemi uygulanmakta ve uyuşmazlıklar adli yargıda çözümlenmektedir. Ülkemizde ise Avrupa ülkelerinde uygulanan İdari Rejim (Kara Avrupası) sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde İdari Yargı başlı başına ayrı bir hukuk dalı olarak yerleşmiştir.
Anayasanın 5. maddesinde sayılan idarenin görevleri şu şekildedir: Milli güvenliğin korunması, kolluk faaliyetleri, kamu hizmetleri, özendirme ve destekleme faaliyetleri, özyönetim, planlama, ekonomik faaliyetler.
ANAYASAMIZDA İDARE HUKUKUNA HAKİM OLDUĞU BELİRTİLEN TEMEL İLKELER
İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur. (Anayasa 123. madde)
Bu maddeden "idarenin bütünlüğü" ve "idarenin kanuniliği" ilkeleri anlaşılmaktadır. İdare her türlü eylem ve işleminde kanuna uygun hareket etmek zorundadır. Hukuk devleti; adil, eşitlikçi, özgürlükçü, insan onuruna uygun hareket eden,, demokratik, temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulandığı, hukuki güvenlik ve belirliliğin olduğu devleti tanımlar. Sosyal Devlet ve Laiklik ilkesi de idareyi etkileyen temel ilkelerdendir. (bkz: Anayasa Mahkemesi Laiklik İlkesi Kararı )
İDARİ TEŞKİLAT
1. MERKEZDEN YÖNETİM - YEREL YÖNETİM İLKELERİ
Merkezden yönetim; idarenin sunacağı tüm hizmetlerin bir tek merkezden sunulmasıdır. Planlama, karar alma, uygulama yetkisi merkezde toplanmıştır. Ancak merkezin dışında yer alan yerlerde de idarenin hizmet verebilmesi amacıyla merkeze yani başkente bağlı bir taşra teşkilatından söz edebiliriz. Taşra teşkilatı hiyerarşik olarak başkent teşkilatına bağlıdır. Taşra teşkilatının yetkisizliğinden kaynaklanan bürokrasi ve kırtasiyeciliğin önlenmesi amacıyla yalnızca illerde valilere tanınan "yetki genişliği" prensibi uyarınca valilerin merkez teşkilatına danışmadan merkez adına karar alma yetkisi mevcuttur.
Yerel yönetimlerde yönetim idari yönden mahalli yönden ve hizmet yönünden olmak üzere ikiye ayrılır. Belediye, il özel idaresi ve köyler mahalli yönden yerel yönetimlerdendir ve kamu tüzel kişiliğini haizdir. Kamu kurumları ise hizmet yönünden yerel yönetimlerdir. Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vd. üniversiteler bu türde yine kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlardır.
*İdari teşkilatta kamu hizmetlerinin verimliliği açısından üstün astına yetki devri yapması, aynı zamanda kendisi de yetkili olmak üzere imza devri yapması, geçici olarak vekaleten görevlendirilme veya bunun mümkün olmadığı hallerde tedviren görevlendirme araçları kullanılmaktadır.
2. İDARENİN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ
İdarenin bütünlüğü ilkesi gereği idare hem teşkilat hem de faaliyet olarak bir bütün olması sebebiyle; aynı kamu tüzel kişiliği içerisinde hiyerarşi, merkezden yönetimle mahalli idareler arasında idari vesayet, merkezi idare ile diğer yerinden yönetim kuruluşları arasında da idari vesayet benzeri denetim ilişkisi mevcuttur. Hiyerarşi, aynı tüzel kişilik içerisinde uygulanır, hem hukuka uygunluk denetimi hem yerindelik içerir genel ve olağan bir yetki iken; vesayet kurumu ise farklı tüzel kişilikler arasında kanundaki istisna durumlar hariç olmak üzere yalnızca hukuka uygunluk denetimi içerir özel ve istisnai yetkidir.
A. HİYERARŞİ
Makam sırası, basamak, derece düzeni, aşama sırası anlamına gelen hiyerarşi üstün asta karşı emir ve direktif verme, denetim, disiplin ve tayin yetkisini ifade eder. Bu nedenle memur, amirinin verdiği emre kanunsuz emre ilişkin istisna hariç olmak üzere uymakla yükümlüdür. Başkent teşkilatı ile taşra teşkilatı arasında hiyerarşik ilişki vardır.
B. İDARİ VESAYET ve İDARİ VESAYET BENZERİ DENETİM
İdari vesayet kurumu, merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde kullandığı yetkidir. Diğer bağlı ve ilgili kuruluşlar üzerindeki yetki ise idari vesayet benzeri denetim yetkisini tanımlar.
İDARENİN FAALİYETİ
İdarenin faaliyet araçlarının konusunu, idari eylemler, idari işlemler ve idarenin sözleşmeleri oluşturur. İdari faaliyetin konusu ise anayasada sayılan hususlar ile birlikte temel olarak kamu ve kolluk hizmetidir.
İdari eylem idarenin bir karara dayalı olarak idarenin salt maddi tasarrufudur. İdarenin işlemleri; tek taraflı olması bakımından idarenin kamu gücüne dayanarak ilgililerin rıza ve muvafakatini almaksızın yaptığı işlemler (Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve yönetmelikler, bireysel idari işlemler, kamulaştırma, ruhsat verme, vergi ve tarhiyat, atama gibi ) ile iki taraflı olması bakımından idarenin sözleşmelerini kapsamaktadır.
İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden faydalandığından yargı makamları tarafından hukuka aykırılığı kabul edilene kadar hukuka uygun yapılmış sayılır.
İdari işlemin unsurları; yetki, şekil, sebep, konu ve maksattır. Yetki; idarenin ancak kanunlarla kendisine tanınmış yetkiler çerçevesinde karar verebileceğini, Şekil; kanunun belirlediği şekle uyması gerekliliğini, Konu, idari işlemin mevzuatta gösterildiği konuyu, Sebep, idari işlemin mutlaka hukuka uygun bir sebebi olması gerektiğini, Amaç ise "kamu yararını gerçekleştirmeye yönelik" olmayı ifade eder.
Comments